3 Temmuz 2010 Cumartesi

2010 eğitim bilimleri denemesi

Bu sene üniversitedeki işlerimden dolayı pek fazla yardımcı olamadım arkadaşlar. Ancak son bir deneme hazırladım (135 soruluk). 135 soru olmasının nedeni rehberlikten 15 adet fazla soru var. Rehberliğin zor geleceini düşündüğüm için.Soruların tamamı hem bilginizi ölçmeyi hem de size bir şeyler öğretmeyi hedeflemektedir.(soruların bazıları zor ve uzun ancak sizin iyiliğiniz için; lütfen sayıp-sövmeyin) Bundan dolayı135 sorudan kaç net yapsam iyi diye soran arkadaşlar olabilir. 135 sourdan 100 net yapmanız sınavda size 100'ün üzerinde net yaptırır.Anlaşılmayan yerle olabilir. Genel olarak yapılamayan sorulara burda cevap verebilirim.
HEPİNİZE BAŞARILAR DİLERİM. ALLAH YARDIMCINIZ OLSUN. ÖĞRETMEN OLARAK ATANMANIZ TEMENNİ VE DUASI İLE...

DENEMELİNKİ:
http://rapidshare.com/files/404791273/2010_eae_itimbilimleri_deneme_huseyin_dogan.pdf.html

alternafif 1: http://www.zshare.net/download/779409347b7c19ee/
alternatif link 2: http://ifile.it/oftjhm4

linkleri kopyalayıp explorer çubupuna yapıştırın.

9 Aralık 2009 Çarşamba

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

Bu bölümde birbiri ile karışan kavramların nasıl ayırt edilebileceği üzerinde durulacaktır. Lütfen başka yerde konu anlatımı istemeyin.

Not: Sitedeki bilgiler kaynak gösterilmeden herhangi bir yerde yayınlanması kesinlikle yayınlanması yasaktır.


Zıt tepki ve karşı koşullamanın farkı:



Zıt tepki Guthrie ait bir kavramdır. Zıt tepki istenmeyen tepkiye neden olan bir koşulsuz uyarıcının (doğuştan organizma üzerinde etkisi olan örneğin yiyecek, ancak organizma bu koşulsuz uyarıcı sonucunda istenmeyen bir verecek) bu koşulsuz uyarıcının tam tersini çıkarabilcek güçte ve onunla başedebilecek, ona zıt başka bir tepki çıkarabilecek koşulsuz uyarıcı ile eşleştirilmesi sonucu daha baskın olan koşulsuz uyarıcının (organizma üzerinde her koşulsuz uyarıcı aynı güce sahip değildir. burda iki koşulsuz uyarıcı vardır ve bunlar birbirinin zıttı tepkiler çıkararır. Örneğin bir koşulsuz uyarıcı hoşlanma tepkisi çıkarırken diğeri nefret tepkisi çıkarmalı) olumsuz tepki çıkaran koşulsuz uyarıcının artık diğer olumlu tepki çıkaran koşulsuz uyarıcının çıkardığı tepkiyi çıkarmaya başlamasıdır. Yani tam tersi bir tepki çıkarmaya başlamasıdır.



Örneğin kedinize dokunduğunuzda kediniz bundan rahatsız olup saldırganlık ve öfke tepkileri versin (koşulsuz uyarıcı dokunma ve istenmeyen koşulsuz tepki saldırma, hoşlanmama, öfke) biz bu istenmeyen tepkinin zıttını çıkarmak istiyoruz yani kediye dokunduğumuzda saldırma ve hoşlanmama tepkisi yerine kedinin hoşlanma tepkisini göstermesini istiyoruz,Bunun için hoşlanmama tepkisini çıkaran dokunma uyarıcısı ile bu uyarıcının çıkardığı tepkinin tam zıttını çıkaran et uyarıcı (et kedide hoşlanma tepkisinden olur) ile birlikte vererek. Kedinin dokunmaya (koşulsuz uyarıcısına) verdiği hoşlanmama tepkisi yerine artık etin (koşulsuz uyarıcı) çıkarmış olduğu hoşlanma tepkisini verecektir.


Burda kedi kendisi için hangi koşulsuz uyarıcı daha baskınsa o koşulsuz uyarıcının tepkisini göstermeye başlar. Eğer bu örneği şok ve eti birlikte vererek yapsa idik. şöyle bir süreç işlerdi:


koşullanma öncesi


koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki

Şok-----------------------korku


et-------------------------hoşlanma


Koşullanma süreci


koşulsuz uyarıcı     koşulsuz tepki


et+şok-------------- ------(tekrar)---korku

zıt tepki koşullanması sonucunda;


koşulsuz uyarıcı koşulsuz tepki


şok-----------------------korku'çıkarır

et-------------------------şok çıkarır

Çünkü burda daha baskın olan koşulsuz uyarıcı şok'tur.


Başka örnek

ilaç içme------------mide bulantısı

meyve suyu--------hoşlanma


ilaç+meyve suyu(birlikte tekrar tekrar verme)


Koşullanma sonrası

hangi koşulsuz uyarıcı baskınsa onun tepkisi çıkar

ya ilacı artık içebilecek

ya da meyve suyundan da hoşlanmamaya başlayacak


Karşı koşullama (karşıt koşullama)


Karşı koşullanmada ise bir koşullu uyarıcının (DİKKAT EDİN BURDA KOŞULLU UYARICI..zıt tepkide koşulsuz uyarıcı idi. Yani burda bir öğrenilmiş bir tepki var. Bu öğrenme tepkisel koşullanma ile oluşur) tam tersi tepkiye neden olabilecek başka bir koşulsuz uyarıcı ile birlikte verilmesi sonucu istenmeyen tepkiyi çıkaran koşullu uyarıcının önceki çıkardığı tepkinin tam tersini çıkarmaya başlaması söz konusudur.


karşı koşullama:

koşullanma öncesi


koşullu uyarıcı koşullu tepki


okul -------------------- korku
oyun --------------------hoşlanma


koşullanma süreci


koşullu uyarıcı           koşullu tepki


okul+oyun(tekrar)----------hoşlanma
okul----------------------------hoşlanma


okul önceden korkuya neden olurken şimdi okuldan hoşlanıyor...

burda dikkat edilmesi gereken bir koşullu uyarıcının (okul) çıkardığı tepkinin (korkma) artık tam tersi çıkıyor (hoşlanma)
Zıt tepkide ise bir koşulsuz uyarıcının (ilaç/hap içme) çıkardığı koşulsuz tepkinin (kusma/mide bulantısı) tam tersi çıkıyor (hoşlanma)


Not:Bu sitedeki hiç bir bilgi kaynak gösterilmeden her hangi bir yerde yayınlanması kesinlike yasaktır.

(Bu açıklamalar hiç bir kpss kitabında mevcut değildir)



İçsel Konuşma, Özel Konuşma, Monolog Farkı

İçsel konuşma (özel konuşma) vygotsky'e ait bir kavramdır. Çocuklar zor bir etkinlikle karşılaştıklarında etkinliği yaparken etkinlikle ilgili yönergeleri sözlü olarak tekrarlar sonra uygular. bu konuşma tarzı daha sonra 6-7 yaşına doğru içselleşir. yani içinden konuşur. Örneğin; çocuk kartondan ev yaparken şöyle bir konuşma yapabilir:


önce kartonu şöyle kesecem (sonra bunu gerçekleştirir)

sonra şurdan katlayacağım, sonra bunu şöyle yapıştıracam der.

burda çocuk keni kendini yönlendirir. yani kendi bilişsel gelişimine yardımcı olur.

Piaget iki tür benmerkezci konuşmadan bahseder. ilki “benmerkezci konuşma”dır. Bu durumda çocuk kendi

hakkında konuşur, iletişim çabası yoktur, cevap beklemez, karşısındakinin kendisini dinleyip dinlemediğinin önemi yoktur.İkincisi “sosyalleşmiş konuşma”dır. Bu konuşma biçiminde çocuk diğerleriyle bir alışverişe teşebbüs eder, yani kızar, talepte bulunur veya bilgi alır.benmerkezi konuşma seslidir ve bu konuşma yanında birileri varken gerçekleşir ancak çevresindeki insan ya da insanlarla iletişim kurmadan kendi kendine konuşur.



örneğin oyuncağı ile oynarken ya da her hangi bir etkinlikle uğraşırken yanında birileri varken sesli olarak keni kenine amaçsız şekilde konuşması...



örneğin; bebeğimin saçı, var kaşları var vb...konuşmalar..



ancak burada bir problemi çözme ya da zor bir etkinliği başarma durumu söz konusu değildir.



14 Kasım, 2009 06:42

Hüseyin Doğan dedi ki...

alışma ve duyarsızlaşmanın farkı

Duyarsızlaşma içten gelen uyarıcıların sürekli algılanması sonucu bu uyarıcılara karşı meydana gelen tepki gücündeki azalmadır. Alışma ise fiziksel uyarıcılara karşı tepki gücünde meydana gelen tepki gücündeki azalmadır.

alışma 5 duyu iel ilgili uyarıcaların verilmesine devam edildiği halde tepki gücündeki azalma (örnek sarımsak kokusu, dayak, sıcaklı, ışık vb) bunların hepsi fiziksel uyarıcılardır.



Duyarsızlaşma ise içten gelen uyarıcıların sürekli verilmesine rağmen bir müddet sonra ise bu uyarıcılara (bunlar duyusal uyarıcılardır) tepki gücündeki azalmadır. örneğin; çocuk esirgeme yurduna atanan bir öğretmenin ilk başta çocuklara acıması, senenin sonunda doğru bu acıma duygusunun azalması..



14 Kasım, 2009 06:47

kemal dedi ki...

Çok güzel bir başlık hocam Allah razı olsun, bazen daimicil ve esasicilik karışıyo hocam pratik olarak nasıl ayırabilir?



15 Kasım, 2009 07:29

Hüseyin Doğan dedi ki...

Daimicilik ve esasiciliğin farkı



Daimiciler İnsanlar her yerde aynı olduğu için her yerde aynı eğitim amaçları takip edilmelidir. Temel ahlak ve karakter ilkeleri eğitimin temelini oluşturmalıdır. Bireylerin entelektüel bir eğitim alması esastır. Eğitim yaşama hazırlık olmalıdır. Herkes için bir tek program yeterlidir. Eğitimin amacı sezgi yeteneğine sahip zihinsel yönden parlak liderler yetiştirmektir.

Esasiciler eğitimin amacı zihinsel gelişime yardımcı olup yetenekli kişileri eğitmektir. Ayrıca bireyin toplumsallaşmasını sağlama, kültürel değerleri kazandırma ve koruma, zihinsel yetenekleri geliştirmek önemli hedeflerdir. Okul programlarının geliştirilmesinde ağırlığı konu alanına verirler. Temel konuların (ilköğretimde okuma, yazma ve aritmetik gibi temel beceriler) etkin bir biçimde okutulmasını gerekli olduğunu savunur. Bu beceriler temeldir. Esasicilere göre eğitim, insanlığın mirası olan geçmiş kültür deneyimlerine dayanmalıdır. Bu değerler eğitim yoluyla gelecek kuşaklara aktarılmalıdır

Daimicilikte okul hayata hazırlar esasicilikte topluma uyum sağlama vardır.

Esasicilikte pozitif bilimler önemlidir. ezber ve zorlama vardır öğretmen yönlendirir. konu alanı ağırlıklı programlar uygulanır gelenekler öğretilmelidir.

Daimicilikte sorgulama vardır

daimicilikte ise evrensel değerler önemli.büyük kitaplar,klasik eserler önemli.(yani daimi eserler)

Üstün zekalı bireylerle uğraşılır.

daimiciler herşey zihinde vardır bunu sorgulama ile öğrenciye buldurmak lazım derken

esasiciler öğrenci aklı boştur soru sorarak kafalarını karıştırmamak lazım ve herşeyi onlara öğretmek gerekir der

- daimici: eğitim hayata hazırlıktır

- esasici: eğitim kültürel aktarımdır

- daimici: klasik eserler büyük kitaplar

- esasici: temel eserler öğretilmeli

- daimici eğitim evrenseldir değişmez entelektüel eğitim

- esasici : elit yetenekli kişiler yetiştirmeli

değerlendirmeleri: öğretmen müfredatın dışında soru soramaz

- öğrenci merkezli yaklaşımlar kullanamaz



Her ikisi de öğrenci merkezli değildir, öğrencilerin ilgileri ihtiyaçları dikkate alınmaz. Öğrenci merkezli değillerdir. Esasiciler seçmeli ders ve mesleki eğitimi kabul ederler. Bu yönüyle daimicilerden daha esnektirler. 2005 yılında kadar eğitim programlarımız daimicilik felsefesine yani konu ağırlıklı programlara dayalı idi.









bu linke bakın

http://i36.tinypic.com/fc19tt.png



15 Kasım, 2009 13:08

Hüseyin Doğan

6 Aralık 2009 Pazar

Eğitim Bilimleri Ders Notları

İSTENMEYEN DAVRANIŞLARIN ÖNLENMESİNE YÖNELİK YAKLAŞIMLAR

İstenmeyen davranışlar farklı özelikteki öğrencilerce farklı nedenlerle yapılabilir. Davranışlardaki bu çeşitlilik onlara karşı yapılacak eylemleri de çeşitlendirir. Genel olarak öğretmenlerin sınıfta istenmeyen davranışa karşı yaklaşımları üç grupta incelenmektedir. Bunlar insalcıl yaklaşım, pazarlık yaklaşımı ve davranışı düzeltme yaklaşımıdır (Kaya 2002:178).


1. İnsancıl Yaklaşım

Genel olarak bu yaklaşımın temelinde insanın doğru yapacağına inanmak ve güvenmek vardır (Kaya 2002:178). Öğrencinin iyi niyetli ve güvenilir oldugunu, kendini kontrol etmesi gerektigini ve uygun bir fırsat verildiginde bunu yapabileceğini varsayar (Başar 1999:161). Eğer insan yanlış yapıyorsa bunu düzeltmek için dış etkenlerden çok insanın iç dünyasındaki anlayış ve kavrayışı uyandırarak kendi kendine doğruya ulaşmasını sağlanmalıdır. Bu yaklaşıma göre öğrencini sınıf ortamında istenmeyen davranışta bulunmaları durumunda öğretmen şunları yapar :


• Öğrencileri dikkatli bir biçimde dinler

• Öğrencilerle kendi duygu ve düşüncelerini paylaşır

• Kesin bir ifadeyle istenmeyen davranış hakkında düşüncelerini ortaya koyar (Kaya 2002:178).

Bu yaklaşımda öğretmen öğrencinin davranışını değerlendirmez, yargılayıcı olmayan bir güven ortamı yaratır. Öğrenciye sorunla uğraşma şansı ve özğürlügü verir. Öğretmen buyurucu değil kolaylaştırıcıdır. Sorunu tanımlamaya, sonuçları bulmaya, çözüme ulaşmaya yardım eder (Başar 1999:161).

Öğretmen, günlük sınıf ortamının düzenlemesinde kendi gücünü ve rolünü ortaya koyarak dikketleri istendik davranışa yöneltir ve bunları güçlendirici pekiştireçler verir. Bu yaklaşım öğretmenin sınıf düzenlemesi ve sınıf ortamındaki etkisini göz ardı etmez. Ancak öğretmen öğrencilere her şeyden önce güven vererek onları potansiyel bir sorundan çok doğru yapmaya egilimli bir insen olarak görmelidir (Kaya 2002:178).



2. Pazarlık yaklaşımı


Bu yaklaşımın temelini “herşeyin bir bedeli vardır”anlayışı oluşturur. Öğrenci istenmeyen bir davranışta bulunursa bunun sorumluluğunu almak ve sonucuna katlanmak zorundadır. Öğretmen sınıftaki istenmeyen davranışları değiştirmek ve düzeltmekle görevlidir (Kaya 2002:178). Öğretmen gerektiginde güç kullanarak öğrenci davranışını şekillendirir.

3. Davranışların Düzeltilmesi Yaklaşımı

Davranışları düzeltme yaklaşımının temelinde davranışçı psikolojinin ilkelerinin sınıfta istenmeyen davranışların düzeltilmesinde kullanılmasına dayanır. Bu yaklaşım, davranışların kontrol altına alınmasının doğuracağı olumsuz sonuçların önlenmesine dikkat çekmektedir. İstenmeyen davranışların oluşmasına göre farklı stratejiler uygulanmaktadır. Bunlar sorun davranışı gözlemlemek, pekiştireç vermek, söndürmek, öğrencilerle anlaşmak, yaklaşık istendik davranışı kabul etmek ve derse dönmektir (Kaya 2002:178).

23 Kasım 2009 Pazartesi

Okul Öncesi Öğretmenlerine Özel

Bu alanda okul öncesi öğretmenlerinin öğrencilerinin söyledikleri ilginç ve komik diyaloglar hakkında paylaşım yapabileceklerdir.

19 Kasım 2009 Perşembe

Dilek, öneri ve İstekleriniz

Buradan KPSS ve eğitim psikolojisi ile ilgili olarak dilek ve isteklerinize cevap vermeye çalışacağım....

17 Kasım 2009 Salı

Gelişim test-1

Gelişim Test 1 Sorular

1. Ayşe Hanım yeni doğan yeğenini uzun süre ilk defa gördüğünde onu kucağına almak istemiş ama bu konuda çok zorlanmıştır.
Yukarıdaki paragrafta gelişim psikolojisine özgü kavramlardan hangisine vurgu yapılmaktadır?
A) Büyüme
B) Olgunlaşma
C) Öğrenme
D) Hazırbulunuşluk
E) Kritik dönem

2. İlköğretim okuluna yeni başlayan Mehmet önlüğünü kendisi giyebilmekte, ancak annesi defalarca göstermesine karşın, önlüğünün yakasını bir türlü ilikleyememektedir.
Mehmet'in önlük yakasını bir türlü ilikleyememesi, aşağıdaki ifadelerden hangisiyle açıklanabilir?
A) Yaka kullanmaya yeni başladığı için Mehmet deneyim eksikliği yaşamaktadır.
B) Annesinin aşırı koruyucu tutumu nedeniyle Mehmet iliklemeyi öğrenememiştir.
C) Mehmet yakasının düğmelerini ilikleyebileceği kritik döneme henüz ulaşmamıştır.
D) Mehmet'in el kasları yakasını ilikleyebilecek olgunluğa erişmemiştir.
E) Mehmet'in parmakları yakasını ilikleyebilecek kadar büyümemiştir.

3. Gelişimde olgunlaşma kavramı aşağıdaki süreçlerden hangisini anlatmak için kullanılmaktadır?
A) Sosyal normlara uygun davranışların öğrenilmesi ve sergilenmesi
B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde yaşantılardan bağımsız olarak gerçekleşen biyolojik gelişmeler
C) İlk ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlik çağına kadar süren fiziksel ve cinsel değişmeler
D) Büyüme ve gelişmeye eşlik eden öğrenilmiş davranış örüntülerinin kazanılması
E) İlerleyen yaşla birlikte aşırı davranışların yerlerini yavaş yavaş ağırbaşlı davranışların alması


4. Gözlerinde kataraktla doğan ve 7 yaşına kadar tedavi olamayan çocuklar, daha sonra tedavi olsalar bile görme sorunlarıyla karşı karşıya kalabilirler.
Bu durumda, yaşamın ilk 7 yılı görme duyusu açısından aşağıdakilerden hangisiyle nitelen-dirilebilir?
A) Duyusal-motor dönem B) Olgunlaşma düzeyi
C) Hiyerarşik düzey D) Kritik dönem
E) Gelişme dönemi

5. Aşağıdaki kavramlardan hangisi, gelişimde türe özgü genetik yapı tarafından, önceden belirlenmiş bir plan dahilinde, yaşantılardan bağımsız olarak ortaya çıkan biyolojik gelişmeleri açıklamak için kullanılır?
A) Olgunlaşma B) Doğuştan donanım
C) Gelişme D) Sosyalleşme
E) Denge kurma

6. “Belirli bir yaşta gösterilebilecek özelliklerdeki en fazla artışı sağlayan” gelişim kavramı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Büyüme
B) Kritik zaman
C) Hazırbulunuşluk
D) Olgunlaşma
E) Gelişim görevi

7. Aslı 2 yaşında olmasına rağmen yürüme davranışını sergileyememektedir.
Aslı’nın bedensel ya da nörolojik bir problemi olmadığı düşünüldüğünde; yürüme davranışını gösterememesinin muhtemel sebebi aşağıdakilerden hangisi olabilir?
A) Yürüme açısından kritik dönemi aşmıştır
B) Ruhsal açıdan hazır değildir
C) Hazıroluş problemi yaşamaktadır
D) Yeterli boy uzunluğuna erişememiştir
E) Yürüme sonraki dönemlerin gelişim görevidir






8. Uzun boylu olan Tunahan basketbol oynamaya çalışmakta ancak hareketlerinde koordinasyon ve beceri eksiklikleri görülmektedir.
Gelişim açısından Tunahan’ın bu durumu hangi iki kavramın eşzamanlı olmayışından kaynaklanır?
A) Büyüme-hazırbulunuşluk
B) Olgunlaşma-hazırbulunuşluk
C) Büyüme-olgunlaşma
D) Kritik dönem-büyüme
E) Kritik dönem-olgunlaşma

9. Erikson, temel güven duygusunun 0-1 yaşlarında kazanıldığını savunmaktadır.
Bu görüş gelişimin hangi temel ilkesini desteklemektedir?
A) Gelişim baştan ayağa doğrudur.
B) Gelişimde bireysel farklar vardır.
C) Gelişim bir bütündür.
D) Gelişimde kritik donemler vardır.
E) Gelişim genelden özele doğrudur

10. Yeni doğum yapan Hatice, bebeğinin başının diğer organlarına göre büyük olduğunu fark eder ve kaygılanarak bebeğini bir doktora götürür. Doktor korkulacak bir şey olmadığını belirtir.
Bebeğin başının diğer organlarına göre büyük olması aşağıdaki gelişim ilkelerinden hangisiyle ilişkilidir?
A) Gelişim baştan ayağa doğru olur.
B) Gelişimde bireysel ayrılıklar vardır.
C) Gelişim içten dışa doğru gerçekleşir.
D) Gelişimde kritik dönemler vardır.
E) Gelişim genelden özele doğrudur.

11. “Annesi de erken konuşmuştu, babası da geç yürümüştü” türü ifadeler aşağıdaki kavramlardan hangisinin günlük dile yansımasıdır?
A) Kritik dönem
B) Yaşantı
C) Büyüme
D) Kalıtım
E) Çevre
12. Gelişimin birbirini izleyen, ayırt edilebilir devreler hâlinde gerçekleştiğini öne süren kuramcılara göre, içinde yaşanılan çevrenin niteliği bu devreleri nasıl etkileyebilir?
A) Hem hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkiler hem de sıralarını değiştirebilir.
B) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkileyebilir ama sıralarını değiştiremez.
C) Hangi yaşta ortaya çıktıklarını etkilemez, sıralarını kısmen değiştirebilir.
D) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sıralarını etkiler.
E) Ne hangi yaşta ortaya çıktıklarını ne de sürelerini değiştirebilir.
13. Aşağıdakilerden hangisi kalıtım ve çevrenin zekâ üzerindeki etkisini inceleyen araştırma sonuçlarını en iyi özetlemektedir?
A) Zekâ, tümüyle kalıtımsal etkenler tarafından belirlenir.
B) Zekâ, tümüyle çevresel etkenler tarafından belirlenir.
C) Zekâ üzerinde kalıtımsal etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir.
D) Zekâ üzerinde çevresel etkenlerin payı olup olmadığı henüz tam olarak belirlenememiştir.
E) Zekâ, kalıtsal ve çevresel etkenlerin ortak etkileriyle belirlenmektedir.

14. Hareket etmesine pek izin verilmeyen, az ilgi gösterilen ve büyük ölçüde zamanını karyolasında geçiren bir bebek normalden daha geç yürüyebilmektedir. Oysa hareket etmesine, ilgi gösterilerek çeşitli oyuncaklarla rahatça oynamasına izin verilen ve zamanının büyük bölümünü oyuncaklarla geçiren bir bebek, daha hızlı gelişmekte ve yürüyebilmektedir.

Yukarıda verilen durumda fiziksel gelişimle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Fiziksel gelişim kalıtım tarafından kontrol edilir.
B) Fiziksel gelişim; büyük ölçüde, bireyin kendisiyle içinde büyüdüğü çevre arasındaki etkileşime bağlıdır
C) Yapılan alıştırmalar fiziksel gelişimi hızlandırmaz
D) Fiziksel gelişimde çevresel faktörler daha etkilidir
E) Fiziksel gelişimde öğrenme yaşantıların etkisi büyüktür
15. Aşağıdakilerden hangisi fiziksel gelişimle ilgili doğru bir ifade değildir?

A) Fiziksel gelişim, kalıtım ve çevre arasındaki etkileşim sonucunda ortaya çıkar.
B) Fiziksel gelişim özellikleri kız ve erkek çocuklarda farklıdır
C) En hızlı fiziksel gelişim doğum öncesi dönemidir
D) Doğumdan sonra en hızlı fiziksel gelişim ergenlik dönemidir
E) Fiziksel gelişim ilköğretim yıllarında yavaşlar ancak gelişmeye devam eder

16. Okul öncesi dönemde çocukların gelişimine desteklemek isteyen bir öğretmenin aşağıdakilerden hangisini yapması doğru değildir?
A) İnce motor becerilerini geliştirmek için küçük objeler üzerinde ve ayrıntı gerektiren işler yaptırılmalı
B) Fiziksel gelişimdeki bireysel farklılıkların olabileceğini göz önünde bulundurmalı
C) Dinlenme saatleri koyarak öğrencilerin dinlenmesini sağlamalı
D) Çocukların etkinliklerinde geniş, büyük ya da kalın araç-gereçlerin kullanımı sağlamalı
E) Çocuklara hoplama, zıplama, koşma gibi etkinler için ortamlar sağlamalı

17. 5 yaşındaki Mert , oldukça güzel top oynamakta, koşma, atlama, atma, tırmanma ve tekme atma gibi becerileri oldukça güzel sergileyebilmektedir. Ancak aynı başarıyı yeleğinin düğmesini iliklemekte gösterememektedir.
Buna göre, Mert’in gelişimi ile ilgili olarak hangisi söylenemez?
A) Mert, gelişim genelden özele doğru olur ilkesiyle tutarlı gelişmektedir.
B) Mert, kaba motor kaslarını düzgün bir şekilde kullanabilmektedir
C) Mert yaşıtları ile benzer gelişimsel özellikler göstermememektedir
D) Mert, ince motor kaslarını henüz yeterli şekilde kullanamamaktadır
E) Mert’ büyük boy legolar, oyuncaklar ve büyük puntolu resimli kitaplarla zevkle zaman geçirebilir


18. Fiziksel olarak yaşıtı olan erkeklerden iri, sporda da onlardan daha başarılı olan on yaşında bir kız çocuğunun ilerdeki fiziksel performansı için aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İleriki yıllar boyunca da fiziksel performansta erkeklerden daha başarılı olmaya devam edecektir.
B) Büyüdükçe, erkeklere göre fiziksel performantaki üstünlüğünü kaybedecektir.
C) Yaşıtı erkek çocuklarla aynı fiziksel performansı gösterecektir.
D) Fiziksel olarak, hem erkeklerden hem de yaşıtı kızlardan daha gelişmiş olacaktır.
E) Kas gücü gerektiren etkinliklerde yaşıtı kızlardan daha az başarılı olacaktır.

19. Zehra, rahatlıkla dengede durarak yürüyebilen, yorulduğunun farkına varmadan arkadaşlarıyla oynayan, koşan, zıplayan bir çocuktur. Ayrıca, büyük boy oyuncaklarla oynamaktan zevk almakta, ayrıntı gerektiren etkinlikleri yapmakta zorlanmaktadır.
Zehra’nın içinde bulunduğu gelişim dönemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bebeklik
B) İlk çocukluk
C) Son çocukluk
D) Erinlik
E) Ergenlik

20. Aşağıdakilerden hangisi ergenlik dönemi fiziksel gelişimle ilgili olarak doğru bir ifade değildir?
A) Dönemin başında görülen hızlı bedensel değişiklikler dönemin sonuna kadar aynı hızda devam eder
B) Gençlerin ayna önünde geçirdikleri zamanlarının artması
C) Dış görünüşlerine göre beden imajı oluşturmaları
D) Hızlı bedensel gelişimin sakarlıklara neden olması
E) Reddedilme korkusuyla sosyal etkinliklerden kaçınma






21. Ergenlik döneminde ergenler kendi bedensel özelliklerine ve görünüşüne ilişkin duygu ve düşünceler geliştirirler. Böylece, kendi beden yapılarına ilişkin beden imgesi oluştururlar. Bazıları kendilerini çok zayıf ya da şişman olarak algılarlar. Bazıları yüzündeki sivilcelerinin, gözlüklerinin, düzensiz dişlerinin, burnunun, saçının, ve yüzünün biçiminin onların dış görünüşlerini bozduğunu düşünürler. Ergenlerin bedenlerin gururla ve memnuniyetle ya da sıkıntı ve utançla algılamaları onların çevrelerindeki yetişkinlerin ve akranlarının değerlendirmelerinden etkilenecektir.
Aşağıdakilerden hangisi ergenlerin olumlu bir benlik imajı oluşturabilmeleri desteklemek için yapılması gereken uygun davranışlardan birisi değildir?
A) Ergende ideal bir beden yapısı görüşü oluşturmaktan kaçınmalı
B) Çevreleri tarafından kabul görmelerinin dış görünüşe bağlı olmadığını açıklamalı
C) Beden yapıları ve cinsiyet özelliklerine ilişkin oluşan değişmeler konusunda bilgiler vermeli
D) Gelişen bedenlerine uyum sağlamalarına ve bedensel özelliklerini tutarlı bir biçimde benimsemelerine yardımcı olmalı
E) Bedenlerindeki değişimlere dikkat çekilmeli

22. Yapılan araştırmalar, ergenlerin akranlarından daha erken ya da daha geç olgunlaştıkları zaman, kendilerini farklı algılayabildiklerini göstermektedir.
Aşağıdakilerden hangisi ergenlerin erken ya da geç olgunlaşması ile ilgili yanlış bir bilgidir?
A) Erken olgunlaşan erkekler çevresinde çok popüler olur ve liderlik rolü üstlenirler
B) Geç olgunlaşan kızlar, duygusal ve sosyal açıdan erken olgunlaşan kızlardan daha avantajlıdırlar
C) Eken olgunlaşan kızlar geç olgunlaşan erkeklerden daha avantajlıdır
D) Erkek ve kız ergenlerin erken ve geç olgunlaşmasında yaşanan uyum güçlüklerinin farklı olmasını içinde yaşanılan kültür belirler
E) Erken olgunlaşan ergenler yaşıtlarından daha zekidir




23. Aşağıdakilerden hangisi ergenliğin ilk yıllarındaki erinlik döneminde ortaya çıkan fiziksel gelişmenin sonuçlarından birisi değildir?
A) Eller, ayaklar ve burun daha hazla büyür ve diğer organlara göre daha büyük gözükürler.
B) Beden koordinasyonlarına sağlamakta güçlük çekerler, hareketlerinde geçici sakarlıklar ve becerisizlikler gözlenir
C) Erkek çocuklarda jinekomasti denilen ağrılı göğüs düğümcükleri görülebilir
D) Soyut düşünme özelliği kazanılır
E) Birincil ve ikincil cinsiyet özelliklerini kazanarak cinsiyetlerine özgü bedensel gelişmeler gösterirler

24. Ergenlik dönemi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Ergenliğin başlangıcında fiziksel bir durgunluk yaşanır.
B) Gelişim, yaşanan bölgenin ikliminden etkilenir.
C) Dış görünüşleri ile ilgili kaygıları artar
D) Ergenlik döneminde geçici sakarlıklar görülebilir
E) Benmerkezci düşünce biçimi ergenlikte tekrar ortaya çıkar.

25. 14 yaşındaki Alper göğsünün ağrımasından, sertleşmesinden ve büyümesinden dolayı kaygılanmakta ve bu sorunu arkadaşları arasında alay konusu olacağını düşünerek kimseye sorunundan bahsedememektedir. Babası ise bu durumun geçici olduğunu birkaç yıl içinde kendiliğinden kaybolacağını, bir çok ergende bu durumun yaşanabileceğini anlatarak Alper’in kaygısını anlamaya çalışmaktadır
Alper’in yaşadığı bu durum aşağıdaki hangi kavramla açıklanabilir ?
A) Aneroksiya Nevroza (Anorexia nervosa)
B) Jinekomasti
C) Adem elması
D) Puberte
E) Olgunlaşma






26. Aşağıdakilerden hangisi ergenlere karşı yetişkinlerin yapmaması gereken davranışlardan birisi değildir?
A) Ergenleri başkalarıyla karşılaştırmaktan ve eleştirilmekten kaçınılmalıdır
B) Sağlıklı yemek yeme alışkanlığı konusunda yönlendirici ve örnek olunmalıdır
C) Kendi bakımlarına gösterdikleri aşırı özen karşısında sabırlı olunmalıdır
D) Onlardan yetişkinlerin yapabileceği işler beklenmelidir
E) Spora ve sosyal faaliyetlere yönlendirilme yapılmalıdır


CEVAP ANAHTARI
1.A
2.D
3.B
4.D
5.A
6.D
7.C
8.C
9.D
10.A
11.D
12.B
13.E
14.B
15.D
16. A
17.C
18.B
19.B
20.A
21.E
22.E
23.D
24.A
25.B
26.D

15 Kasım 2009 Pazar

Geçen Sene memurlar.net'te Çözdüğüm Sorular

GEçen Sene memurlar.net'te öğretmen adayı arkadaşların sorduğu sorulara verdiğim cevaplar için aşağıdaki linki kullanabilirsiniz?

http://forum.memurlar.net/topic.aspx?id=650786